
Paris’teki dondurucu soğuklardan sonra Türkiye’nin havası yaz gibi geldi. Önce İzmir’de neredeyse 30 dereceleri gördüm, Çeşme’de olsaydım denize bile girerdim 😀 Sonra İstanbul’da da güneşli ve ılık günler beni karşıladı. Ama bugün bir anda ters köşe yapıp mevsim normallerine geri dönüş yaptık sanırım. Hava bu kadar güzelken yaz fotoğrafları paylaşmakta da bir sakınca görmüyorum. Zaten bu yazımın bir mevsimi yok, içerdiği tüm tavsiyeleri yaz kış deneyimleyebilirsiniz. Yine bir Hürriyet Seyahat yazısı ama bu seferki mekanlar çok özel. İstanbul’a her gelişimde hala daha görmediğim, gezmediğim ne çok yer varmış diyip şaşırıp duruyorum. Bu nedenle bu yazı aslında İstanbul’a göstermiş olduğum bir vefa yazısı. Çoğumuzun belki önünden geçip gittiği ama dikkat etmediği tarihi mekanlarla ilgili bir yazı bu. Zaten özellikle Beyazıt Kütüphanesinin fotoğraflarını Instagram’da paylaştığımda birçoğunuzdan çok güzel geri dönüşler aldım hatta hemen ziyaret edenleriniz bile oldu. Bu nedenle hep diyorum paylaşmak güzeldir hele ki tarihimize sahip çıkmak daha da güzeldir. Ben yeni keşifler için kendimi motive ederken -bu seyahatimde nedense enerjim çekilmiş gibi ve sadece ailemle vakit geçirip hiçbir şey yapmak istemiyorum- sizler de bu keyifli önerileri değerlendirip İstanbul’u turist gibi gezebilirsiniz. Bulduğunuz güzel yerleri benimle de paylaşmayı unutmayııııın 😉











No Comments